Bugünkü yazımı şimdi bahsedeceğim arkadaşlara armağan ediyorum.İlk önce anlatıma başlamadan önce biraz kendi sınıfımından bahsedeyim, benim sınıfım ilginç bir sınıf bu ilginçlik kavramına artık ne koymak isterseniz onunla doldurabilirsiniz.Şimdi yazımı oluşturan ana kısıma geçmek istiyorum, geçenlerde arkadaşlarla bir cafede oturmuş çay içiyorduk tatlı sohbet ediyorduk ve laf lafı açerken bir anda benim blog sayfamdan söz açıldı ve şimdi bahsedeceğim arkadaşlara sizin için blogumda yazı yazacağım dedim.Şimdi bu arkadaşlardan ilkini tanıtıyım İzzet Öz kardeşim, kendisini ilk gördüğümde çok sıcak kanlı biri olduğunun kanısına vardım, buna nerden vardın diye bir soru gelir muhtemelen aklınıza daha 1.sınıfın başlarında daha kimse kimseyi tanımazken kendileri yani İzzet’cim hemen hemen bütün sınıf ile dirsek teması kurmuştu benim gözlemlediğim kadarıyla.Daha sonralında zaman hızla geçiyor tabi ve baktık ki kendine web sitesi açmış ve başarılı bir şekilde sitesini göğüslüyerek ilerlere taşıyor başarılarının devamını diliyorum kardeşim.İkinci arkaşımız olan ve çay sohbetindeki değerli arkadaşımız İsmail Hakkı Aydını tanıtayım kendi gözlemlediğim kadarıyla, kendisi biraz ciddi ama bir o kadarda şakacıdır.Kendileri varolan düzeni haklı olarak eleştirir ve eleştirlerinde haklıdır bunu kendiside bilir ama biraz daha pozitif bakabilir mi diye bu kısmı düşünülür.İsmail boş kalmayı sevmeyen biri “şöyle adam akıllı bişey öğrensekte yapsak ” sözü hayatımın her anından yatarken – kalkarken işitir gibiyim eee haklıda sayılır, ayrıca İzzet gibi onunda bir web sitesi açdığını gördük ve başarılı bir şekilde oda içerik üretek gelecekteki veya araştırmacı meslektaşlarımıza yardımcı olur inşallah.
Sohbetimiz esnasında tanıtmam gereken iki tane daha arkadaş var onlarıdabir dahi ki yazımda inşallah.